Memurum Ben adlı kitabının içeriği: Yazar Ali Kaplan 25 yıllık memuriyet yaşamındaki önemli gelişmeleri bilgileri kitabında paylaştığını; öğretmenleri, çalıştığı mesai arkadaşlarını, nasıl bir memur olunmalı, nasıl bir yönetici olunmalı gibi sorulara yanıt bulunabilecek bir kitap. YAZARIN ÖZGEÇMİŞİ 17 Nisan 1970 Mersin doğumluyum. Doğduğum zaman Bahçe Mahallesi'nde oturuyorduk. 5 yaşlarında şimdiki oturduğumuz yer olan önce adı Bozkurt Mahallesi,daha Osmaniye Mahellesi, Portakal Mahallesi ve şimdiki adı da Turgut Türkalp Mahallesi olan yere yerleştik.İlkokulu Sabiha Çiftçi İlkokulunda, Ortaokulu ve Liseyi, Gazi Lisesi'nde bitirdikten sonra 1988 yılında Selçuk Üniversitesi Konya Meslek Yüksek Okulu Muhasebe Bölümü'nü kazanarak 1990 yılında mezun oldum.Girdiğim sınavı kazanarak 28.12.1990 yılında Aydıncık Kaymakamlığı'nda Sivil Savunma Memuru olarak Memuriyete başladım.Memuriyete devam ederken Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümünü bitirdim.Yedek Subaylık görevimden sonra tekrar memuriyete devam ettim.Görevde Yükselme Sınavı'na girerek Mersin(İçel) 'de ilk defa kurulan Sivil Savunma Arama-Kurtarma Ekibi'ne 2001 yılında Şef olarak atandım.2002 yılında yapılan Görevde Yükselme Sınavı'nda başarılı olarak TMO Mersin Şube Müdürlüğü'ne Sivil Savunma Uzmanı olarak atandım. Yine 2005 yılında Görevde Yükselme Sınavı'na girerek başarılı oldum ve 2005 yılında Kilis Valiliği'ne İl Yazı İşleri Müdürü olarak atandım.
GAZETECİ – YAZAR YASİN ABACI: “BİLGİNİN KOLAY ULAŞILIR HALE GELMESİ, KİTAP OKUMANIN ÖNÜNE GEÇMEMELİ” Gazeteci Olmak adlı ilk kitabını yayınlayan Gazeteci-Yazar Yasin Abacı, CNR Expo 2’inci Mersin Kitap Fuarı’nda kitaplarını imzaladı. Mersin Yazarlar Derneği Standında düzenlenen imza gününde kitapseverlerle buluşan Yasin Abacı, yoğun ilgi gördü.Gazetecilik mesleğini merak edenler ve bu mesleğe girmek isteyenler için hazırladığı kitabında en dikkat çeken noktanın kitabın kapağında yer alan ‘Gazeteciyseniz, eşinizi işinizle aldatıyorsunuz demektir’ sözü olduğunu belirten Abacı: “Standa gelerek imza alan herkes bu sözün çok dikkat çekici olduğunu söyledi. Bu söz biz gazetecilerin yaşantısını özetliyor aslında. Çünkü biz gazetecilerin mesai mevhumu gözetmeksizin bir yaşam tarzları var. Evimizde de olsak aslında 7/24 görev başındayız. Bu nedenle biz gazetecileri anlayışla karşılayan eş ve çocuklarımıza ne kadar teşekkür etsek azdır” dedi.2 yıllık bir çalışmanın ürünü olan kitabında 18 yıllık meslek hayatında yaşadıklarını, gazeteciliğin zorluklarını ve inceliklerini anlatmaya çalışan Mersinli Gazeteci-Yazar Yasin Abacı: “Öncelikle bu kitabımın hazırlanış sürecinde ve 11 yıllık evlilik hayatımda bana desteklerini esirgemeyen eşim Simge Hanım ve oğlum Efehan’a çok teşekkür ediyorum. Hani derler ya her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır diye, işte eşimde bana hep destek oldu. Ayrıca personeli olmaktan büyük onur duyduğum ve kendisinde çok şey öğrendiğim Toroslar Belediye Başkanım Sayın Hamit Tuna’ya da manevi desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum” dedi.Kitap Fuarı’nı da değerlendiren Yasin Abacı, Mersinlilerin fuara olan ilgisinin oldukça memnuniyet verici olduğunu kaydederek: “Fuara olan ilgi gelecek için umut verici” dedi.Teknoloji çağını yaşadığımız şu günlerde ebeveynlerin çocuklarını okumaya yönlendirmesi için bir takım sorumluluklar alması gerektiğini de hatırlatan Abacı: “Eve gittiğimiz zaman bakıyorsunuz kimimizin elinde telefon, kimimiz bilgisayarda, kimimizde televizyon karşısındayız. Bu da çocuklarımızı olumsuz yönde etkilemektedir. Çocuklarımız teknoloji sayesinde artık bilgiye daha çabuk ulaşmaktadır ancak bu durum maalesef kitap okumanın önüne geçmektedir. Bu nedenle ailelerimizin her akşam en az yarım saat teknolojiyi bir kenara bırakarak ailecek ellerine birer kitap almalarını ve böylelikle çocuklarını kitap okumaya yönlendirmeleri gerektiğine inanıyorum. Ben evimde bunu mümkün olduğunca uygulamaya çalışıyorum. Bu düzen çocuklarımızın kendilerini daha iyi ifade etmelerini sağlayacak ve geleceğe umutla bakmamıza vesile olacaktır diye düşünüyorum” dedi.
DUYGU NÖBETİ -Makale-Ellerimin şahlanışı ile yüreğime haykırdım...Karanlığın nöbetçileri yakaladı ellerimden.Tam vuracaktım ki, Dur dedi!Yüreğim, ellerinin merhametine sığınmışken;Ona vurabilir misin?Vicdanın da ki çocukluğu bir garez uğruna harcatabilir misin?Sus dedim!Merhametin vicdanımda ki çarpıntılarına heves oldu.Hevesimin hıçkırıklarında boğuluyorum ne zamandır!Zamanın yoksunluğunu yitir bana...Olmaz dedi.Yitirmek için kaybolmuşluğun kollarından ayrılman gerek.Kaybolmuşluklarda olan biri için yitirmek ne demektir ki.Yitirmenin soğukluğunu, kazanmanın sıcaklığına mı değişeceksin.Değişimin korkularından hiç mi nasibini almadın? Dedi.Ne diyorsun dedim?Sen ki bir mutluluğun arkasında saatlerce göz yaşı döken kişi.Neden ve niçindir ki kendine bu suallerde harap ediyorsun.Harap olmanın ezikliğini sana daha kaç kez öğretmeliyim.Hiç mi uslanmazsın? Dedi.Uslanmak için yaramaz olmak gerekli dedim!Yaramazlığının sonuçlarını oyuncuklarını kırarak ödeyemezsin.Kırmak varlığının bütünlüğünü paramparça etmek demektir.Sen ki, parçalanmışlığın kırıntılarını toplamak için mi yaşıyorsun!Topladığın kaç parça bütünlüğünü getirdi sana.Neyi tamamladın ki, parçalarını toplayasın! Dedi.Ben bölünmüşlüğün yarılarında, toplulukların insanı değilim.Ben görebildiklerimin yanında görmediklerimin, duymadıklarımın ve hissetmediklerimin bütünüyüm.Ne acıdır ki, sen hissettiklerimin de ötesinde, vuruşların dinginliğinde duruyorsun.Beni ne ve kim olarak böyle hayıflayabilirsin!Ben yüreğinin en ücra köşesinde, duyduklarının, gördüklerinin ve hissettiklerinin gerçek varlığıyım.Sen ki hayatını bir mahremin içine sıkıştırmış,yokluğunun ardına sığınmış, kabuğuna çekilmiş bir duygusun.Ben bu duyguları körelttiğin yerden bilemek için burdayım! Dedi.Eyvah! Dedim.Beni böyle bir mahkumiyet için zorlayamazsın. Ben insanlığın, çözümlenemeyecek çizgilerinde durmaktan hoşnutum. Beni gün ışığı görmek için hedef alamazsın.Kıymetsizliğimi, kıymetimle değiştiremezsin .dedim.Kıymetsiz olanlar nefeslerini tartamayanlardır.Sen terazinin ortasında değil, her iki tarafında olmak zorundasın.Bu dengesizliği aşmak için, dengeyi bulmak şartındır.Böyle giderse, hep çizdiğin yolun ortasında duracaksın.Bunu istemiyorum! Dedi.Sen kimsin ki? Dedim.Ben senin benliğinin küllenmeye yüz tutmuş, tortularıyım. Senin için değil çabalarım.Beni karanlıklara ve yüreksizliğe sığındırmaya hiç hakkın yok.Hakkın olmadığı halde, benim çocukluğumun beyaz düşlerini kana bulayamazsın.Düşlerinin hayali, korkaklığın cesareti, mutsuzluğunun umudu, hasretinin devası, karanlığının aynasıyım... Dedi.Gerçek! Dedim.Sonsuzluğa uzanan bu kapıda.Ellerini bırak yüreğime...Vurma düşlerine...Hadi!Tut ellerimden!!! Dedi
İlk özlü sözler kitabı yayın hayatına girdiİstikbal özel haber/-Mersinli söz yazarı Mehmet Gürateş’ten özlü sözler kitabı. Mersin’in ilk özlü sözler kitabı “Benim Özüm Sözlerimdir” adı ile yayınlanan kitabın içerisinde 1350’nin üzerinde söz var. İnsan yaşamındaki ikilemlerin; ekonomik, ahlaki, eğitim gibi sorunların, tartışmaların, sevgi ve aşkların çok anlamlı ifadelerini bulacağınız kitap, İnciay Yapım’dan çıktı. 1959 Adana-Saimbeyli olan ve Mersin’de ikamet eden söz yazarı Mehmet Gürateş, Mersin’de birçok yayın organlarında sözler yazdığını belirterek, bu sözlerimin kitaplaşmasını çok istediğini söyledi. Gürateş; “Mersinli kitapseverlerin, yaşamın her kesitinden kendilerinde duygu dolu sözler bulacakları “Benim Özüm Sözlerimdir” kitabını, çok seveceklerine ve başucundan ayırmayacaklarını düşünüyorum” Dedi.
Yazar Halil Sarı Müdürlerin faydalanabileceği bir kitap
65,00 TL
65,00 TL
60,00 TL
55,00 TL
60,00 TL
45,00 TL
55,00 TL
95,00 TL
90,00 TL
95,00 TL
50,00 TL
55,00 TL
55,00 TL
55,00 TL
55,00 TL
90,00 TL
50,00 TL
60,00 TL
60,00 TL
60,00 TL
60,00 TL
60,00 TL
65,00 TL
65,00 TL
60,00 TL
55,00 TL
55,00 TL
65,00 TL
45,00 TL
45,00 TL
100,00 TL